Ankara Büyükşehir Belediyesi, bugün Atatürk Spor Salonu’nda 4. Yıl Projeleri Tanıtım Töreni düzenledi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın görevdeki 4. yılda yaşama geçirdikleri projeleri tanıttığı törene, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da katıldı.
Kemal Kılıçdaroğlu, törende gençlere seslenerek, “Kışın sonu, baharı getireceğim. Baharı getirecek olan sizlersiniz sevgili gençler. Sakın ola ki ‘Bu pazar işim vardı’ demeyin, 14 Mayıs’ta ‘tatile gideceğim’ demeyin. Sandığa gidecek, oyunuzu kullanacaksınız. Sandığa sahip çıkacaksınız, dünya siyaset tarihine çok önemli bir armağan bırakacaksınız” dedi.
Kılıçdaroğlu, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Önümüzdeki seçimlerin kaderini belirleyecek olanlar sizlersiniz. İlk kez sandığa gidip, ilk oyunu kullanacak olan 5,5 milyon genç, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kaderini belirleyecek. Sizler, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti ileriye, çağdaşlığa taşıyacak olanlarsınız. Size güvenimiz sonsuzdur.
Güzel Ankara’mızın çalışan Büyükşehir Belediye Başkanı, dördüncü yılı bitirdiniz, hizmetlerinizi Ankaralılara sundunuz. Büyük bir keyifle ben ve arkadaşlarım, diğer genel başkanlar, sizin başarılı çalışmalarınızı izledim. Dolayısıyla herkesin huzurunda, en azından CHP Genel Başkanı olarak size teşekkür ederim. Konuşurken şöyle bir cümle kurdu, ‘Hesap vermeye geldik’ dedi. Ne kadar özlemişiz değil mi? Toplanan her kuruşun hesabını milletine vermek ve o onuru yaşamak, her demokraside olması gereken temel bir kural. O kadar yabancılaştık ki birisi gelip de bizlere ‘Sizin paranızı şuralara şu şekilde harcadım. Miktarı şuydu, ihaleleri şöyle yaptım, kamuya açık yaptım, sonsuza kadar kalacak bunlar, istediğiniz zaman izleyeceksiniz, kör kuruşu yanlış yere harcamadık’ diye halkına hesap veriyor. İşte demokrasi budur. İşte Türkiye’nin kurtuluş yolu da budur. Birlikte yapacağız.
‘ÇALIŞMALARI PEK ÇOK ÜLKEDE YANKILANIYOR’
Bizim belediye başkanlarımız, Millet İttifakı’nın belediye başkanları, yapmış oldukları bütün harcamaların hesabını veriyorlar. Dolayısıyla onların yapmış oldukları çalışmalar sadece Türkiye’de değil, dünyanın pek çok ülkesinde yankılanıyor. Verdikleri mücadeleler, önlerine çıkarılan engeller, o engelleri aşmak için gösterdikleri çabalar; bunların tamamı her yerde konuşuluyor, her yerde dillendiriliyor. Az önce başkan dedi ki ‘Metroyu yapacağım, izin vermiyorlar. ‘Siz yapın.’ Onlar yapmıyorlar’. Sayın Başkan’ım, Allah nasip eder, siz de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaksınız. O izin verilmeyen belgelerin tamamına, ‘Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ olarak imza atacaksınız.
‘AKDENİZ HAVASINI GÖRECEKSİNİZ’
Efendim ‘Bunlar geldiler, terörle iltisaklı, şununla iş birliği, bununla iş birliği’… Bir sürü laflar, palavralar, yalanlar söylüyorlar. Açık ve net söylüyorum, açık ve net; Millet İttifakı’nın iki kırmızı çizgisi vardır. Bir; vatan. İki; bayrak. O kadar, nokta. Bir daha ifade edeyim, Mısır’daki sağır sultan da duysun. İki kırmızı çizgimiz var; bayrağımız ve vatanımız. Gözünüzü kırpmadan bayrağımızı indirtmeyiz, vatanımızı terk etmeyiz. Hiç kimse endişe etmesin. Dolayısıyla iktidar olduğumuzda göreceksiniz, nasıl bir Türkiye olduğunu göreceksiniz. Ayrılığın gayrılığın olmadığı bir Türkiye’yi, her evde huzurun olduğu bir Türkiye’yi, her evde bereketin olduğu bir Türkiye’yi, bir mülteci kampı değil, onuru ile yükselen bir Türkiye’yi göreceksiniz. Türkiye’yi mülteci kampına çevirdiler. Göreceksiniz, bütün bunların tamamını beraber düzelteceğiz. Birlikte düzelteceğiz. Millet İttifakı olarak düzelteceğiz. Sadece ülkemize değil, dünyaya örnek olacak pek çok projenin altına imza atacağız. Türkiye’yi kendi bölgesinin en güçlü ülkesi haline getireceğiz. Akdeniz’i göreceksiniz gençler, Akdeniz’i. Akdeniz havzasını göreceksiniz. Oranın nasıl bir üretim merkezi haline dönüştüğünü göreceksiniz. Katma değeri yüksek ürünlerin nasıl üretildiğini göreceksiniz.
‘BAHARI GETİRECEK OLAN SİZLERSİNİZ SEVGİLİ GENÇLER’
Gerçekten de ülkemize baharı getireceğiz, baharı. ‘Kışın sonu bahar olur’ diyor değil mi ozan? Kışın sonu, baharı getireceğim. Baharı getirecek olan sizlersiniz sevgili gençler. Sakın ola ki ‘Bu pazar işim vardı’ demeyin, 14 Mayıs’ta ‘tatile gideceğim’ demeyin. Sandığa gidecek, oyunuzu kullanacaksınız. Sandığa sahip çıkacaksınız, dünya siyaset tarihine çok önemli bir armağan bırakacaksınız. ‘Otoriter yönetimi, demokratik yollarla biz Türkiye Cumhuriyeti’nin gençleri olarak değiştirdik’ diyeceksiniz.
‘BU TOPRAKLARDA HİÇBİR ÇOCUK YATAĞA AÇ GİRMEYECEK’
Efendim ‘Bunlar gelecek, yardımlar kesilecek’. Başkan söyledi; hiçbir yardım kesilmedi, tam tersine yardımlar arttı. Ama bizim yardımlarımız onların yardımları gibi değil. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. İnsan onurunu koruyacaksınız. İnsanın yoksulluğunu afişe etmeyeceksiniz. İnsana insan olarak bakacaksınız, insan olarak değer vereceksiniz. Temel hedefimiz bu, bu amacı gerçekleştireceğiz. Hiç endişe etmeyin, bu güzel ülkemize baharı getireceğiz. Güzellikleri, barışı, huzuru, bereketi getireceğiz. En önemlisi, zenginliği getireceğiz. Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bunun sözünü veriyoruz.”
‘ELLERİ TUTULMASAYDI ÇOK DAHA BÜYÜK PROJELERİ GERÇEKLEŞTİRMİŞ OLACAKLARDI’
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu da törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Sayın Belediye Başkanımız Mansur Bey’i dinledik. Ben de belediye başkanlığı yaptım. Ankara gibi bir şehrin, Başkent’in başkanlığını yapmadım ama belediyelerin benzer problemleri, benzer projeleri var. Ben, kendisini dinledikten sonra bunun üzerine ekleyecek bir söz bulamıyorum. Kendisini tebrik ediyorum. Hakikaten çok büyük ve önemli projelere imza atmışlar. Eğer elleri tutulmasaydı, ben eminim ki çok daha büyük projeleri bu geçmiş 4 sene zarfında gerçekleştirmiş olacaklardı. Kendisini tekrar tebrik ediyorum.”
‘SOSYAL BELEDİYECİLİK NEYMİŞ, İZLEDİK’
İYİ Parti lideri Meral Akşener, konuşmasında şunları kaydetti:
“13. Cumhurbaşkanı’mız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, uzun yıllardır tanıdığım, bilgeliğinden istifade ettiğimi Sayın Temel Karamollaoğlu Ağabey’im, belediye başkanlarımız; Mansur Bey’in yaptığı hizmetleri izledik. Mutlu olarak izledik. Sosyal belediyecilik neymiş, hırsızlık yapmadan vatandaşa ulaşmak neymiş, çalmadan çırpmadan insanlara el uzatmak neymiş, lütuf değil hizmet etmek neymiş… İnsan kayırmadan aç ve açıkta kalan aileye devletin borcudur, açı doyurmak, çıplağı giydirmek, açıkta kalana ev vermek, ısıtmak, gıdasını vermek. Ama bunu başkalarının gözüne göstererek yapmadan sosyal belediyecilik neymiş, izledik.
‘ANNENLERİN GÖZYAŞLARI ARASINDA TEŞEKKÜRLERİ GÖRDÜM’
Bir taraftan eli kolu bağlanmış, bir taraftan milyarlarca borç ödemiş, bir taraftan da inanılmaz projeler hayata geçirmiş. Bunun yanında da ben şahidim, çünkü derin yoksulluk yaşıyoruz, o evlerde Mansur Bey’in elini, kartlarını ve doğal gaz için gönderdiği o kartları gördüm. Çocuklarına et, süt alabilmek için o kartları kullanan annenlerin gözyaşları arasında teşekkürleri gördüm. Demek ki bize atılan iftiralar yalanmış, dolanmış.
‘CUMHURİYET’LE KAVGA EDENLER, RECEP ÇAVUŞ’UN TORUNLARI, 14 MAYIS’TA 13. CUMHURBAŞKANI’NI SEÇECEKLER’
Ben tarihçiyim, uzun yıllar inkılap tarihi anlattım ve bölüm başkanlığında siyasete başladım. Cumhuriyet henüz kurulma aşamasındadır, İstiklal Savaşı bitmiş, Gazi Paşa Anadolu’yu gezer Adana’ya gelir. Adana’da, İstasyon Caddesi’nde Vali Bey kendisini gezdirir. Çok güzel evler görür, sorar, ‘Bu kimin, bu kimin’ diye. O zaman askerlik yapmayan gruplar vardır Türkiye’de, askere gitmeyip bedel ödeyen insanların evleridir. O yolun en sonunda yıkık dökük bir eve rastlarlar. Gazi Paşa sorar, ‘Bu ev kimin Vali Bey?’ Vali, biraz çekinir, biraz utanır, der ki ‘Recep Çavuş’un paşam’. Gazi Paşa hem üzülür hem sinirlenir, ‘Çağırın bana Recep Çavuş’u’ der. Recep Çavuş gelir, bir kolu yoktur, bir gözü de yoktur. Büklüm büklüm gelir, üstü başı eskidir. Gazi Paşa’nın karşısında selam durur. Gazi Paşa der ki şiddetli bir sesle, ‘Recep Çavuş, bunlar bu evleri, mülkleri yaparken sen neredeydin?’ Recep Çavuş, biraz daha eğilir, ‘Ben, seninle beraber Çanakkale’deydim, Sakarya’daydım paşam’. İşte bugün Recep Çavuş’un torunları burada. Cumhuriyet’le kavga edenler, Atatürk ile kavga edenler; Recep Çavuş’un torunları, 14 Mayıs’ta 13. Cumhurbaşkanı’nı seçecekler inşallah. Haram yemeden, hırsızlık yapmadan, adam kayırmadan, Recep Çavuşları yaşatarak, 14 Mayıs sabahı, evet, baharlar gelecek. Evet, birlikte tarih yazacağız. Evet, birlikte kazanacağız.” (HABER MERKEZİ)