ABD Dışişleri Bakanlığı Nükleer Enerji Kıdemli Danışmanı Justin Friedman, dünyada küçük modüler reaktörlere (SMR) talebin artacağını belirterek, “Türkiye’de SMR teknolojisine yönelik görüşmelerimiz oldukça verimli geçiyor. Birçok ABD’li firma Türk piyasasına ilgi duyuyor.” dedi.
Friedman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD’nin nükleer enerji ve SMR teknolojisine yönelik ciddi tecrübesinin bulunduğunu, bu tecrübeyi de Polonya, Çekya, Romanya, Bulgaristan gibi birçok ülkeye aktardıklarını söyledi.
Geçen yıl ABD ve Türkiye’de enerji sektöründeki yetkililerle özellikle SMR alanında detaylı çalıştıklarını belirten Friedman, kömür santralleri olan her ülkenin net sıfır emisyon hedefinde kömüre alternatif olarak SMR teknolojilerini kullanabileceğini, SMR’nin diğer baz yük enerji sağlayıcı kaynaklara göre çok daha temiz, kurulumunun kolay, düşük maliyetli ve kesintisiz enerji sağlayabileceğini bildirdi.
Friedman, mevcut elektrik sistemlerini güçlendirmede de SMR’nin kullanılabileceğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“SMR ile daha düşük maliyetlerle mevcut elektrik şebekeleri geliştirilebilir. SMR’nin en büyük avantajı da birçok uygulamada size kolaylık sağlaması. Örneğin, enerji ihtiyacı yüksek olan petrokimya sektöründe kesintisiz elektrik SMR ile karşılanabilir. AB’de yeşil sınıflandırmada nükleer enerji dönüşümünde ihtiyaç duyulan temiz kaynaklardan biri olarak sınıflandırıldı. Dünyada küçük modüler reaktörlere talep artacak. Sağlıklı bir enerji sistemi için baz yük enerji kaynağına ihtiyaç duyuluyor, SMR ile buna ulaşmak mümkün. Türkiye’de SMR teknolojisine yönelik görüşmelerimiz oldukça verimli geçiyor. Birçok ABD’li firma Türk piyasasına ilgi duyuyor.”
Türkiye’de sanayi temsilcileri ile görüştüklerini dile getiren Friedman, bu seyahatinde nükleer sanayiye servis ve teknoloji sağlayan birçok Türk şirketin, bu alandaki rollerini geliştirmek istediklerini gözlemlediğini aktardı.
Friedman, Türkiye’de SMR için piyasa şartlarının uygun, fırsatlarının ise değerlendirilmeye açık olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
“‘Erken kalkan yol alır’ diye bu sabah bir toplantıda dile getirdim. Bu çok doğru bir yaklaşım. Bir yıl önceden bugüne çok şey değişti. Türkiye ve ABD’nin nükleer alanda çalışmalarının enerji piyasasına olumlu yansıyacağına inanıyorum. Fırsatlar ortaya çıktıkça daha büyük işler başarılabilir. Fırsatların iki ülke için hala hazır olduğunu görebiliyorum. SMR için bazı şeyleri hızlandırmak gerekebilir.”
“COP28’de nükleer enerjinin önemi ortaya çıktı”
Friedman, Dubai’de gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı’nda (COP28) nükleer enerjinin öneminin ortaya çıktığını, ABD’nin de dahil olduğu 22 ülkenin nükleer enerji kapasitesinin mevcut durumdan üç katına çıkarma ve işbirliğini artırma konusunda anlaştığını anımsattı.
ABD’nin de bu gelişmelerin ardından özellikle SMR teknolojileri konusunda çalışmak isteyen ülkelere ABD EXİMBANK vasıtasıyla finansman olanakları sunduğuna dikkati çeken Friedman, şunları kaydetti:
“ABD’nin SMR teknolojisi için sunduğu finansman olanakları ABD ile işbirliği dahilinde, SMR teknolojilerini gelişmeleri halinde sunulacak. Bu önemli bir gelişmeydi. Öte yandan ABD, Birleşik Krallık, Kanada, Fransa ve Japonya tarafından oluşturulan ‘Sapporo Five’ grubu nükleer enerjinin ve tüm reaktörleri besleyebilen zenginleştirilmiş uranyumun güvenli bir şekilde sağlanması üzerine çalışılacak. Bu da COP28’in en önemli hareketlerinden biri oldu. Rusya’ya enerjide bağımlı ülkeler için nükleer enerji bir çözüm olarak görülüyor. Özellikle Avrupa’da net sıfır emisyon hedefleri kapsamında kapatılan kömür santralleri yerine enerji tedarikinde daha güvenilir SMR’ler ön plana çıkacak.”