‘Mumyanın laneti’ kanseri durdurabilir mi? Ölümcül mantar, hücreleri hedef aldı

Aspergillus Flavus Mantarı: Mumyanın Laneti Kanseri Durdurabilir mi?

Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Mısır’da geçen bir mumya filmi izlediyseniz, ‘mumyanın laneti’ kavramına aşinasınızdır. Özellikle firavun mezarlarının açılmasıyla birlikte ortaya çıktığına inanılan bu gizemli lanet, hastalık, felaket ve ani ölümlerle ilişkilendirilir. Bu efsane, 1922 yılında İngiliz arkeolog Howard Carter’ın Kahire’de Kral Tutankhamun’un mezarını keşfetmesiyle dünya çapında ün kazandı. Mezarı açan ekibin bazı üyelerinin kısa süre içinde hastalanması ya da hayatını kaybetmesi, “firavunun laneti” söylentilerini daha da körükledi. Ancak bilim insanları bu olayların doğaüstü değil, biyolojik sebeplere dayandığını savundu.

Mezarların içinde yüzyıllardır izole halde kalan bazı mantar türlerinin tehlikeli toksinler salgıladığı biliniyor. Bunlardan biri olan ‘aspergillus flavus’, solunduğunda ciddi solunum problemlerine, hatta ölüme yol açabiliyor. Ancak şimdi işler tersine döndü. Son bilimsel çalışmalar, bu ölümcül mantarın aynı zamanda kanserle savaşta güçlü bir müttefik olabileceğini ortaya koydu. Laboratuvar ortamında incelenen aspergillus flavus’un, başta lösemi olmak üzere bazı kanser hücrelerinin büyümesini durdurduğu gözlemlendi. Peki, yüzyıllardır korkuyla anılan bir ‘lanet’, şimdi tıbbın hizmetine mi giriyor? Aspergillus flavus kanseri tedavi edebilir mi?

Tutankhamun’un mezarı, Howard Carter tarafından 16 Şubat 1924’te keşfedildi.

Kontrolsüz Hücre Büyümesi Durdu

Yakın zamanda Pensilvanya Üniversitesi önderliğindeki bilim insanları tarafından yapılan ve Nature Chemical Biology adlı akademik dergide yayımlanan yeni bir çalışmaya göre, aspergillus flavus mantarının lösemi gibi kanserleri durdurmada etkili olabileceği açıklandı. Araştırma ekibi, mantardan elde edilen yeni bir molekül sınıfı olan asperigimisinleri izole edip saflaştırdı ve bunları meme, karaciğer ve akciğer hücrelerinde yaygın görülen kanser türleri üzerinde test etti. Deneyde kullanılan 4 asperigimisin molekülünden ikisi, herhangi bir modifikasyona tabi tutulmadan bile lösemi hücreleri üzerinde ‘güçlü’ etki gösterdi.

Ardından devam edilen çalışmalarda araştırmacılar mantarın hücresel mekanizması içinde oluşturulan ve modifiye edilen bu moleküllerin, hücre bölünmesinin bazı mekanizmalarını engelleyerek kansere neden olan kontrolsüz hücre büyümesini durdurduğu görüldü.

ALINTI Rice Üniversitesi, Pittsburgh Üniversitesi, Teksas Üniversitesi, Washington St. Louis Üniversitesi, Baylor Tıp Fakültesi ve Porto Üniversitesi’nden araştırmacıların da dahil olduğu Pensilvanya Üniversitesi ekibi, aspergillus flavus mantarını odak alan araştırmalarının benzersiz olduğunu, zira mantarlardan ziyade bakterilerde daha yaygın incelenen bir peptid sınıfına odaklandığını belirtti.

‘Mantarlar Bize Penisilini Verdi’

Pensilvanya Üniversitesi’nde kimya ve biyomoleküler mühendislik ve biyomühendislik alanında görev yapan Doç. Sherry Gao yaptığı açıklamada, “Mantarlar bize penisilini verdi diyerek elde ettikleri sonucun doğal ürünlerden elde edilen daha birçok ilacın keşfedilmeyi beklediğini gösterdiğini söyledi.

Lanetin Ardındaki Bilimsel Gerçek

Açıklamalarına aspergillus flavus mantarını tanıtarak başlayan Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doktor Tayfun Hancılar, “Aspergillus flavus mantarının büyüme özelliği nemli kapalı ve karanlık alanlarda olmasıdır. Mumyaların bulunduğu mezarların içi kapalı ve nemli olması nedeniyle mantar üremesi için ideal bir ortamdır. Mumyalamada kullanılan maddelerin çürüme süreci bu mantarların beslenmesi için uygun zemin oluşturur. Meşhur piramitleri açan kişilerin lanetlere uğraması bu mantarın solunmasıyla ilgilidir aslında.” dedi.

Toprakta yaygın bulunan aspergillus flavus’un, özellikle bağışıklık sistemi zayıf kişilerde akciğer enfeksiyonlarına yol açabileceği ve çeşitli tarım ürünlerini enfekte edebileceği biliniyor. Biz de yıllardır ‘mumyanın laneti’ olarak bildiğimiz bu mantarı ve kansere dair umut veren bu araştırmayı Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doktor Tayfun Hancılar’a sorduk.

‘Daha Fazla Çalışmaya İhtiyaç Var’

Kanserle ilgili çalışmalarda en sık rastlanılan yanılgıların, bazı kültürlerin laboratuvar ortamındaki hücre deneylerinde iyi sonuç vermesi olduğunu söyleyen Dr. Hancılar, “Bu tarz haberlerde bir virüs ya da mantar sadece laboratuvardaki kanserli hücrede etki gösterdiyse bunu ümit olarak yorumlamamalıyız. Aspergillus flavustan elde edilen bulguların laboratuvar ortamında lösemi gibi birçok kanser hücresinde sonuç verebilir ancak hayvan ve insan deneylerinde bu tahmin edildiği gibi bir sonuç vermeyebilir” dedi.

Herkesin kanserin basit yöntemlerle yok edilebileceğini düşündüğünü ileten Dr. Hancılar, “Ancak kanser çok komplike bir hastalıktır. Kanseri basit bir ilaçla yok etmek kolay olmayabilir. Aspergillus flavus’tan umuyoruz ki etkin bir ilaç maddesi oluşturulabilir ancak bunu şu an için yorumlamak doğru değil. Kanserle ilgili ümit veren her bulgunun mutlaka araştırılması, en akıllıca olanı olur” diyerek sözlerini noktaladı.

Aspergillus flavus örneği

Related Posts

Türkiye’de 13 milyon kişi aynı derdi taşıyor: Şimdi de iyileşmek için kola içip, patates yiyorlar

Türkiye’de yaklaşık 13 milyon kişinin mücadele ettiği bu nörolojik sorun, iş gücü kaybından sosyal izolasyona kadar pek çok olumsuz sonucu beraberinde getiriyor. Uzun süredir kesin bir tedavisi bulunamayan migrene karşı insanlar çareyi bazen ilaçlarda, bazen ise TikTok’ta gördükleri sıra dışı önerilerde arıyor.

Suyun olduğu her yerde bulunabiliyor! Hastalığına karşı klima bakımını ihmal etmeyin

Lejyoner hastalığının, özellikle yaz aylarında suyla çalışan sistemlerde rahatlıkla üreyebildiğine dikkat çeken Gastroenteroloji ve Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, özellikle yaz aylarında klima kullanılan ortamlarda üreme ve yayılma ihtimali bulunan, Lejyoner hastalığına neden olan Legionella bakterisinin bulaşma yolları, belirtileri, risk grupları ve önlenme yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Aşırı efor çocuklarda kalp hastalıklarını tetikleyebilir

Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cemşit Karakurt, çocuklarda doğuştan gelen veya sonradan gelişen kalp hastalıklarının spor gibi efor gerektiren aktivitelerde hayati tehlikeye yol açabileceğini belirtti. Prof. Dr. Karakurt, “Yaz okullarına kayıt yaptırmadan önce bir doktor kontrolü, olası risklerin önüne geçebilir” dedi.

Uzmanından “lenfödem” uyarısı: Erken evrede tanınması önemli

Uzmanından “lenfödem” uyarısı: Erken evrede tanınması önemli

Bu çorba tüm gün tok tutuyor! Yağları cayır cayır yakıyor

Diyet yapanların listesinin bir numarasına girecek olan bu çorba tüm gün tok tutarken ayrıca yağların yakılmasına da fayda sağlıyor.

Çene kemiğinizi korumak istiyorsanız bu ilaçlara dikkat!

Prof. Dr. Nuray Yılmaz Altıntaş, osteoporoz tedavisinde yaygın şekilde kullanılan bazı ilaçların ağız ve çene sağlığı üzerinde ciddi yan etkiler yaratabileceği uyarısında bulundu. Kemik erimesi tedavisi gören hastalara önemli önerilerde bulundu.